Mezopotamya'nın kadim topraklarına doğru unutulmaz bir yolculuğa çıkıyoruz. Antalya, Serik, Manavgat ve Alanya'da önceden belirlenmiş buluşma noktalarında bir araya gelerek, konforlu otobüslerimizle GAP turumuza gece yolculuğumuza başlıyoruz.

Gaziantep'in zengin tarihine ve eşsiz lezzetlerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz. Sabahın erken saatlerinde, Adana'daki ziyaretimizi turumuzun son gününe bırakarak, Gaziantep'e doğru yola koyuluyoruz.

İlk durağımız, Roma döneminin ihtişamını gözler önüne seren Zeugma Mozaik Müzesi. Burada, Fırat Nehri kıyısında kurulan antik Zeugma kentinden çıkarılan ve dünyanın en önemli mozaik koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapan eserleri hayranlıkla izliyoruz. Rehberimizin anlatımlarıyla, mozaiklerin üzerindeki detayları ve hikayeleri dinlerken, adeta bir zaman yolculuğuna çıkıyoruz.

Öğle yemeği için, Gaziantep'in meşhur mutfağının tadına bakacağımız bir mola veriyoruz. Antep'in yöresel lezzetleriyle donatılmış sofralarda, damak çatlatan tatlarla buluşuyoruz. Yemek molamızın ardından, Gaziantep'in tarihi çarşılarını keşfetmeye başlıyoruz. Bakırcılar Çarşısı ve Almacı Pazarı'nda, geleneksel el sanatlarının ve yöresel ürünlerin sergilendiği dükkanları geziyoruz. Burada, sevdiklerimiz için hediyelik eşyalar alabilir, Gaziantep'e özgü baharatların ve kuruyemişlerin tadına bakabiliriz.

Günün yorgunluğunu atmak için, tarihi dokusuyla ünlü Tahmis Kahvesi'nde mola veriyoruz. Burada, farklı aromalardaki Türk
kahvelerini yudumlarken, Gaziantep'in sıcak atmosferinin tadını çıkarıyoruz.

Günün sonunda, Ravanda Otel, Divares Otel vb. gibi seçkin otellerimizde konaklama ve akşam yemeği için dinlenmeye çekiliyoruz.

Mezopotamya'nın gizemli tarihine ve eşsiz doğal güzelliklerine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz. Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, ilk durağımız olan Halfeti'ye doğru yola koyuluyoruz.

Yüzyıllar boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Halfeti, 2000 yılında Birecik Barajı'nın yapılmasıyla bir kısmı sular altında kalarak gizemli bir atmosfere bürünmüştür. Burada yapacağımız tekne turuyla, sular altında kalan tarihi yapıları ve eşsiz manzaraları fotoğraflama imkanı buluyoruz.

Halfeti'deki keyifli gezimizin ardından, Adıyaman'a doğru hareket ediyoruz. Burada, Kommagene Krallığı'nın izlerini taşıyan Karakuş Tümülüsü ve Roma dönemine ait Cendere Köprüsü'nü ziyaret ediyoruz. Bu tarihi yapılar, geçmişin ihtişamını günümüze taşıyor.

Günün en etkileyici durağı ise, UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Nemrut Dağı olacak. Minibüslerle yapacağımız keyifli bir yolculuğun ardından, Nemrut Dağı'nın zirvesine ulaşıyoruz. Burada, Kommagene Kralı I. Antiochos Theos tarafından inşa ettirilen devasa tanrı heykellerini ve eşsiz gün batımı manzarasını hayranlıkla izliyoruz. Rehberimizin anlatımlarıyla, bu tarihi yapıların gizemli hikayelerini dinlerken, adeta bir zaman yolculuğuna çıkıyoruz.

Günün sonunda, Nov Otel Diyarbakır vb. gibi seçkin otellerimizde konaklama ve akşam yemeği için dinlenmeye çekiliyoruz.

Mezopotamya'nın kadim şehirleri Diyarbakır, Hasankeyf ve Midyat'ı keşfetmeye başlıyoruz. Otelimizde alacağımız zengin kahvaltının ardından, ilk durağımız olan Diyarbakır'a doğru yola koyuluyoruz.

Diyarbakır'daki gezimizin ilk durağı, İslam dünyasının en eski camilerinden biri olan ve "5. Harem-i Şerif" olarak da bilinen Ulu Cami olacak. Ardından, Diyarbakır'ın geleneksel mimarisini yansıtan Cahit Sıtkı Tarancı Müze Evi'ni ziyaret ediyoruz. Burada, ünlü şairin hayatına ve eserlerine tanıklık ediyoruz.

Diyarbakır'ın tarihi atmosferini soluduktan sonra, meşhur Sülüklü Han'da ateşte pişirilen Türk kahvelerinin tadına bakıyoruz. Ardından, Akkoyunlu dönemine ait Dört Ayaklı Minare'yi ve Dicle Nehri üzerinde bulunan On Gözlü Köprü'yü ziyaret ediyoruz.
Diyarbakır'ın zengin kültürel mirasını keşfetmeye devam ediyoruz. Bu kapsamda, Ahmet Arif Edebiyat Müzesi'ni ziyaret ederek, ünlü şairin edebi mirasına yakından tanıklık ediyoruz. Ardından, tarihi dokusuyla büyüleyen Hasan Paşa Hanı'nda keyifli bir mola veriyoruz. Mar Petyun Keldani Kilisesi ve Surp Giragos Kilisesi gibi farklı inançların izlerini taşıyan yapıları ziyaret ederek, bölgenin kültürel zenginliğine tanıklık ediyoruz. Saray Kapı ve Artuklu Kemeri gibi tarihi yapıları görerek, şehrin geçmişine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz. AMİDA HÖYÜK'te antik döneme ait kalıntıları inceliyoruz. Diyarbakır Kalesi ve Arkeoloji Müzesi'ni ziyaret ederek, şehrin tarihi ve kültürel mirası hakkında daha fazla bilgi ediniyoruz. Son olarak, Cephhanelik Binası ve İçkale Açık Hava Müzesi'ni ziyaret ederek, bölgenin tarihi dokusunu yakından hissediyoruz. Ayrıca, yakın zamanda restore edilen Eski Hapishane'yi de ziyaret ederek, yakın tarihimize tanıklık ediyoruz.

Diyarbakır'daki gezimizin ardından, Batman'a geçiyoruz. Burada, meşhur Çömçe Restoran'da yöresel lezzetlerle donatılmış bir öğle yemeği molası veriyoruz. Ardından, antik çağlardan beri yerleşim yeri olan ve baraj suları altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya olan Hasankeyf'e geçiyoruz. Bizans İmparatoru Konstantinos tarafından inşa ettirilen Hasankeyf Kalesi'ni ziyaret ediyor ve bu tarihi bölgede fotoğraf molası veriyoruz.

Hasankeyf'teki hüzünlü atmosferin ardından, Midyat'a doğru hareket ediyoruz. Burada, Süryani taş işçiliğinin en güzel örneklerinden biri olan Devlet Konuk Evi'ni ziyaret ediyoruz. Midyat mimarisi hakkında rehberimizin anlatımlarını dinledikten sonra, teras bölümünden eski Midyat'ı seyrediyor ve hatıra fotoğrafları çekiyoruz. Ayrıca, Mezopotamya'nın mağara evlerini ziyaret ederek, bölgenin geleneksel yaşam tarzına tanıklık ediyoruz.

Günün sonunda, Mardin veya Midyat'ta bulunan Baypark Otel vb. gibi seçkin otellerimizde konaklama ve akşam yemeği için dinlenmeye çekiliyoruz.

Mezopotamya'nın kadim şehirleri Dara ve Mardin'i keşfetmeye başlıyoruz. Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, ilk durağımız olan Dara Antik Kenti'ne doğru yola koyuluyoruz. Günün İlk gezimizde meyazsu doğasını keşfedeceğiz bölgenin en güzel doğal yapılarından biri olan beyazsuyu keşfettikten sonra Nusaybin de Mor Yakup Kilisesini ziyaret edeceğiz. Nusaybin iz bir bilim -ilim merkezi olduğunun bir kanıtı niteliğindeki bu tarihi yapıyı rekberimiz eşliğinde gezdikten sonra Bölgenin gözdesi Dara Antik Kentine geçiyoruz.

Dara Antik Kenti, Roma İmparatorluğu döneminde inşa edilmiş ve Doğu Roma'nın en önemli askeri üslerinden biri olmuştur. Burada, rehberimizin anlatımlarıyla antik kentin surlarını, Zindan Sarnıçlarını ve kaya mezarlarını geziyoruz. Ardından, köy kahvesinde vereceğimiz mola ile yöresel çaylarımızı yudumlayarak, yöre halkı ile sohbet etme imkanı buluyoruz.

Molamızın ardından, taş işçiliği ve mimarisi ile ünlü Mardin'e geçiyoruz. İlk durağımız, 650 yıl boyunca dünyadaki tüm Süryanilerin merkez patrikliğini yapmış olan Deyrulzafaran Manastırı olacak. Burada, güneş tapınağı, ana kilise ve diğer bölümleri geziyor, rehberimizden Süryani inancı ve tarihi hakkında detaylı bilgiler ediniyoruz.

Deyrulzafaran Manastırı'ndaki gezimizi tamamladıktan sonra, Artuklu dönemine ait Kasımiye Medresesi'ni ziyaret ediyoruz. Burada, medresenin mimarisi ve avlusundaki havuzun sembolik anlamları hakkında bilgi alıyoruz. Rehberimizin anlatımlarının ardından, kalan zamanımızı Mardin'in dar sokaklarında ve tarihi çarşılarında keşif yaparak geçiriyoruz. (Mardin Arkeoloji Müzesi-Revaklı Çarşı-Abbaralar-Ulucami-Sabancı Müzesi-Zinciriye Medresesi-Şeh Çabuk Cami-Mardin Protestan Kilisesi-Meryem Ana Kilisesi Görülecek yerler arasında)

Günün sonunda, Mardin'de bulunan Anemon Otel vb. gibi seçkin otellerimizde konaklama ve akşam yemeği için dinlenmeye çekiliyoruz.

İnsanlık tarihinin en önemli keşiflerine ev sahipliği yapan Şanlıurfa'ya doğru yola çıkıyoruz. Otelimizde alacağımız zengin kahvaltının ardından, Göbeklitepe kadar önemli ve eski olan Karahantepe'yide ziyaret ediyoruz. Çanak Çömleksiz Neolitik dönemle ilgili çok önemli bilgiler veren yeni kazı alanında rehberimizin verdiği bilgiler sonrası Göbekli Tepeye geçiyoruz

Ardından, insanlık tarihinin yeniden yazılmasına neden olan Göbeklitepe'ye geçiyoruz. Dünyanın bilinen en eski tapınak kalıntılarına ev sahipliği yapan bu arkeolojik sit alanı, Neolitik döneme ışık tutmaktadır. Rehberimizin anlatımlarıyla, Göbeklitepe'nin gizemli atmosferinde geçmişe doğru bir yolculuk yapıyoruz. Ardından daha yakın dönemin gizemlerinden  Harrana geçiyoruz. 

Harran, Mezopotamya'nın en eski yerleşim yerlerinden biri olup, tarihi Harran Üniversitesi ve konik Harran evleriyle ünlüdür. Burada, rehberimizin anlatımlarıyla Harran'ın tarihini ve kültürünü öğreniyor, eşsiz mimariye sahip kümbet evlerini fotoğraflıyoruz.
 
Yöresel lezzetlerle donatılmış öğle yemeği molamızın ardından, Şanlıurfa'nın simgesi olan Balıklıgöl'ü ziyaret ediyoruz. Halil-ür Rahman ve Rızvaniye camileri, Ayn-el Zeliha Gölü ve Hz. İbrahim Makamı gibi kutsal mekanları geziyor, rehberimizden bu mekanların tarihi ve dini önemi hakkında bilgiler alıyoruz.Günün sonunda, Şanlıurfa'nın meşhur sıra gecesine katılarak, yöresel müzikler eşliğinde keyifli bir akşam geçiriyoruz. Yöresel lezzetlerin tadına bakarak, Şanlıurfa'nın kültürünü yakından tanıyoruz.

Konaklama için Şanlıurfa'daki seçkin Ala Han Otel vb. otellerimize geçiyoruz.

Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, Adana'nın tarihi ve kültürel zenginliklerini keşfetmeye başlıyoruz.

İlk durağımız, Türkiye'nin en büyük camilerinden biri olan ve Seyhan Nehri'nin kıyısında yer alan Merkez Sabancı Camii olacak. Bu muhteşem yapıyı ziyaret ettikten sonra, Roma döneminden günümüze kadar ayakta kalmayı başaran tarihi Taş Köprü'yü ziyaret ediyoruz. Seyhan Nehri üzerinde bulunan bu köprü, binlerce yıllık tarihiyle ziyaretçilerini büyülüyor.

Adana'nın simgelerinden biri olan Büyük Saat Kulesi'ni ve Ramazanoğulları dönemine ait Ulu Cami'yi ziyaret ettikten sonra, yöresel ürünlerin ve el sanatlarının sergilendiği Kazancılar Çarşısı'nda keyifli bir gezinti yapıyoruz. Rehberimizin anlatımlarıyla, Adana'nın tarihi ve kültürel mirası hakkında detaylı bilgiler ediniyoruz.

Ziyaretlerimizin ardından, Adana'nın meşhur lezzetlerini tatma ve alışveriş yapma imkanı bulacağımız serbest zaman veriyoruz. Adana'nın yöresel yemeklerini tadabilir, sevdikleriniz için hediyelik eşyalar alabilirsiniz.

Adana'daki keyifli molamızın ardından, Tolimtur'un konforlu otobüsleriyle Antalya'ya doğru dönüş yolculuğuna başlıyoruz. Unutulmaz anılarla dolu bu yolculuk, Tolimtur'un 18 yıllık deneyimi ve profesyonelliğiyle taçlanıyor.